Güncelleme Tarihi:
Atilla Gökçe'nin '3 Temmuz'un 50 milyon dolarlık sırrı' başlıklı yazısının konu ile ilgili bölümü şöyle:
Duygun Yarsuvat’ın spor adamı, bilim insanı kişiliğinin en taze örneğine bizzat tanık oldum.
Geçen hafta Çarşamba gecesi “Galatasaraylılar Evi”ne, onların diliyle “Cemiyet”e konuk olduk. Galatasaray Basketbol Takımı’nın geçen yıl final serisindeki son Fenerbahçe maçına çıkmamasıyla ilgili olarak olimpizm ilkelerine aykırı davranıldığını, Koç Ergin Ataman’la oyuncuların “spor yapma” hakkının çiğnendiğini, bir dava açmaları halinde o günkü yönetimden yüklü tazminat alabileceklerini anlatım.
Sonradan sohbet sırasında Yarsuvat’ın özellikle Fenerbahçe Başkanı hakkında söyledikleri ilgimi çekti:
“-Aziz Yıldırım, 6222 sayılı yasa kapsamında yargılandı. Normal olarak asliye ceza mahkemesinde yargılanması gerekirdi. Ama Giresunspor eski başkanı Olgun Peker’le ilgili iddialar kapsamında olayı çete suçu olarak gördüler ve ağır cezaya gittiler. Bence bu yanlıştı. Normal olarak asliye cezada yargılansaydı, tutuklanmazdı. Asliye cezada suçlu bulunsa dahi “hükmün açıklanması geri bırakılır” ve bu kadar yıpranmamış olurdu. Bu dava ile ilgili yargılama usulü kararları üç gün içinde değişti. İyi olmadı.”
Yarsuvat’a “Peki bu çoraplar neden örüldü başkanın başına?” diye sordum.
Aynen şunları söyledi:
“-Fethullah (Gülen) grubu, Aziz Yıldırım’dan 50 milyon dolar istedi. Aziz Yıldırım da Fenerbahçe de bu parayı vermedi. Ondan sonra malum süreç başladı.... Henüz sonlanmayan bir süreç!”
Başkan’la tartışmaya girmedim. Bu 50 milyon doların bağış olarak mı, destek olarak mı talep edildiğini sormadım.